- Birinci tip; tasarımımızı hayata geçirecek inşaat ekibine uygulama detaylarını verenler.
- İkincisi ise müşteriye, juriye veya (bir üniversite projesi ise) öğretim görevlisine sunduğumuz, fikir verme, ikna etme amaçlı planlar.
Birinci tip "ustaya yönelik" planlarda görselleştirmelere (başka bir değişle Photoshop müdahalelerine) gerek yoktur. Hatta mümkün olduğunca gerekli bilgi verilip, tüm süslemelerden kaçınılır. Çalışmalar renkli değil, gri tonları da değil, sadece siyah baskıdır. (monochrome). Genellikle Autocad Programı kullanılarak yapılır.
İkinci tip çalışmalarsa bizim üzerinde konuşacağımız, plansal sunum görselleridir. Bu tip çalışmalar bir çok stillde farklı metodlarla yapılabilir. Asıl amacı, karşımızdaki müşteri veya jüriyi etkilemek, kendilerini projeye ikna etmektir. Okunaklı, şık ve etkileyici sunumlar beklenmektedir.
Görselleştirme perspektif, kesit, görünüş çizimleri gibi birçok metodla yapılabilir. Ancak plan sunumları diğer mimari sunumlardan bir noktada farklılaşırlar. Özellikle iç mekanlarda, çizimler (haliyle) gerçek hayatta hiçbirzaman göremeyeceğimiz bir bakış açısından çizilir. Bu vesileyle harika gerçekçilikte yaptığımız bir çizim, "fotorealizm" konusunda çok başarılı olmasına rağmen sunum kalitesi açısından son derece "tatsız" kalabilir.
Bu nedenle genellikle plan şemaları bir grafik tasarım çalışması edasıyla yapılır. Örneğin duvarları kıpkırmızı, mobilyaları "wireframe" (telçerçeve) metoduyla çizebiliriz. Mekanların üzerine isimlerini yazabilir, ortak kullanım mekanlarını çeşitli yöntemlerle diğerlerinden ayırabiliriz.
Ancak vaziyet planlarında durum tam olarak bu şekilde değildir. Yine iç mekan planlarında olduğu gibi stilistik çalışmalar yapılabileceği gibi gerçekçi sunumlar da etkileyici durabilmektedir.
Çünkü sokaklarda dolaşırken veya yüksek yerlerden çevreye bakarken, küçüklü büyüklü birçok yapıyı bu açıdan gözlemlemiş olabiliriz. Fotorealistik bir vaziyet planı çalışması gerçekten etkileyici sonuçlar çıkarabilir.
Bu tip mimari plan sunumlarını ilerilere götüren bazı önemli ilkeler vardır. Bunları bilerek ve gerekli mesai'yi bu işe ayırarak plan şemalarımızı Photoshop programı ile son derece etkileyici bir hale getirebiliriz.
İngilizcede shade ve shadow denen iki kavram var. İkisinin de Türkçe karşılığı "gölge" olarak geçtiği için İngilizcesinin üzerinden gitmek durumunda kalacağım.
Shade; bir yüzeyin ışığın geliş yönüne bağlı olarak renginin kararması durumudur. Belki Türkçe karşılığını "karartı" olarak düşünebiliriz. Shadow ise; bir objenin bir başka obje veya zemin üzerine düşürdüğü, bildiğimiz, gölgedir.
Plan şemalarında daha çok "shadow" tipi gölgelendirmeler yapılır. Yapılar veya objelerin karartısı, zemin düzlemi üzerine düşürülür ve bu gölge, yapının yüksekliği ve zemin kotları konusunda, kişiye çok önemli bilgiler verir. Aynı zamanda gölgenin karartısı, yapının saydamlığı; gölgenin eğimi ise, yapının eğimi konusunda detaylar verebilmektedir.
Gölgelerin iyi kullanımı, tek bir düzlemde üç boyutu ifade etmek için harika bir fırsattır. Bunun için belki antremanlar yapmanız, gölgeleri incelemeniz veya 3. boyut algınız iyiyse, sadece ekran başında birazcık düşünmeniz yeterlidir.
Örneğin "campus entrance" yazılı yerdeki merdivenleri inceleyelim. Merdivenin hangi yöne doğru yükseldiği çok kolay bir şekilde algılanmakta. Bu kolay algıdaki en büyük etken üzerindeki kırmızı çizgiler değil, üst kısımındaki çok ince koyu gölgelerdir. Gölgelerin iyi ve akıllı kullanımı sunumlarınızı, hiç hayal edemeyeceğiniz yerlere taşıyabilir.
"Shadow" kotlar konusunda bilgi verirken "Shade" ise plandaki düzlemlerin eğimi konusunda önemli bilgiler vermektedir. Örneğin yine son resimdeki merdivenin yanındaki rampaya dikkat edin. Koyu bir gri ile başlıyor, ve 2 ton açılarak devam ediyor. Bu da, rampadaki eğimin nerelerde başlayıp nerelerde bittiği konusunda net bilgiler veriyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder